ESKIHISAR/KOCAELI/TURKIYE
MEET GEN
18 / 08 / 2022
Bölgenin Potansiyeli
Proje alanının temel potansiyeli , farklı kot seviyelerine dağılmış mekanların yaratılmasına olanak tanıyan arazinin doğal topoğrafyasında yatmaktadır. Bu doğal eğim, görsel çeşitliliğe katkıda bulunmanın yanı sıra, farklı kullanımların ayrılmasını kolaylaştırarak işlevsel imar planlamasına da olanak tanır. Bu sayede, mekansal organizasyona esneklik kazandırır ve kullanıcılara daha zengin bir mekansal deneyim sunar.
Ayrıca, kaya oluşumları, yetişkin ağaçlar ve mevcut yapılar gibi mevcut kalıcı doğal ve inşa edilmiş unsurların korunması ve bütünleştirilmesi, sürdürülebilir tasarım ilkeleriyle uyumlu olup, alanın peyzaj karakterinin sürekliliğini destekler. Bu özelliklerin özenle dahil edilmesi, ekolojik korumayı artırır ve tasarım anlatısının, alanın özel bağlamına doğrudan yanıt olarak gelişmesini sağlar.
Bir diğer önemli faktör ise, projenin hedeflediği yaş grubundaki bireylerin çevrede bulunmasıdır. Bu demografik uyum, anında ve uyumlu bir kullanıcı tabanı sağlayarak müdahalenin sosyal potansiyelini önemli ölçüde artırır ve bu da mekanın işlevselliğini ve kabulünü güçlendirir.
Son olarak, alanın üst kotlarında yer alan ormanlık alan, projenin doğayla bütünleşme hedefini pekiştiren doğal bir fon görevi görmektedir. Bu bitki örtüsü, çevrenin görsel kalitesini artırmanın yanı sıra, mikro iklimsel istikrara ve genel tasarımın ekolojik sürdürülebilirliğine de olumlu katkıda bulunmaktadır.
Proje Raporu
Proje geliştirme sürecinde , çelik yapı sistemi kullanılarak yükseltilen atriyum alanı, binanın mimari ve yapısal bütünlüğünü sağlamak için önemli bir odak noktası olarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, atriyum çatısı için hafifliği ve uzun açıklık kapasitesiyle bilinen bir uzay kafes sistemi seçilmiştir. Sistemin uygulanabilirliği, yük taşıma kapasitesi ve estetik katkısı kapsamlı bir şekilde analiz edilmiştir. Hem dayanıklılık hem de görsel tutarlılık sağlamak için yapısal bağlantı detaylarına özellikle dikkat edilmiştir. Düğüm noktaları ve bağlantı elemanlarının tasarımı, geniş açıklıklarda rijitliği sağlamak için titizlikle ele alınmıştır.
Cephe tasarımında, doğal ışıktan en iyi şekilde yararlanmak için geniş açıklıklar oluşturulmuş ve gün ışığı mimari yaklaşımın ön planına oturtulmuştur. Şeffaflık ve geçirgenlik kavramları doğrultusunda, cephedeki cam yüzeylerin oranı artırılarak gün ışığının iç mekana etkili bir şekilde nüfuz etmesi sağlanmıştır. Cephe elemanlarının yönelimi ve güneş kırıcı sistemlerinin kullanımı da enerji verimliliğini desteklerken iklimsel konforu da artırmıştır.
Binanın kentsel sokak düzeniyle ilişkisini güçlendirmek için sokak ölçeğinde etkileşim alanlarına özel bir vurgu yapıldı. Tasarım, yaya akışını iyileştirmeyi, kamusal alanlarla bütünleşmeyi ve sosyal etkileşim olanaklarını artırmayı hedefledi. Bu doğrultuda, zemin kat düzeni geçirgenlik ilkesine göre şekillendirilerek bina ile çevresi arasındaki bağlantı güçlendirildi. Kamusal dış mekanlar ile yapının kendisi arasında sürekliliği sağlamak için geçiş açıklıkları ve erişim noktaları oluşturuldu.
Ayrıca, proje kapsamında kullanıcı ihtiyaçlarına özel bir otopark çözümü de geliştirildi. Arsanın topografyası ve binanın işlevsel organizasyonu dikkate alınarak, otopark alanları stratejik olarak konumlandırıldı. Giriş ve çıkış noktaları, araç sirkülasyonu, yaya erişimi ve güvenlik önlemleri gibi temel unsurlar, optimum verimliliği sağlamak için özenle ele alındı. Otopark alanlarında doğal havalandırma ve aydınlatmanın entegrasyonu, kullanıcı konforuna katkıda bulundu ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle uyumluydu.
Tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak, yapı işlevsel ve estetik açıdan bütüncül bir yaklaşımla, kent dokusuna nitelikli bir katkı sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.






































